Haberler

UŞAK’TA ÇEVRE KİRLİLİĞİNE OLAN HASSASİYET ARTIRILIYOR

Çevre kirliliğini önlemek, ortak bilincin oluşturulması ve çevre açısından yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçilmesi amacıyla Çevre Mevzuatı ve Politikaları Bilgilendirme toplantısı düzenlendi.

Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleştirilen toplantıya Vali Seddar Yavuz, Vali Yardımcısı İsmail Gürsoy, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Servet Ecemiş, Uşak Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kuvvet, daire müdürleri, iş adamları, sanayiciler ve çevre mühendisleri katıldı.

Göreve başladıktan sonra ilimizin çevre sorunlarıyla ilgili edindiği bilgileri ve yaptığı tespitleri dile getirerek konuşmasına başlayan Vali Seddar Yavuz "Devlet olarak bizim en temel görevimiz mevzuatla ilgili olarak bilgilendirme, bilinçlendirme ve konulan kuralları halkımıza, sanayicimize muhatap olduğumuz bütün kesimlere anlatmaktır. Şu an üzerinde durduğumuz konu açısından; müeyyideleri uygulanmadan önce, bilgilendirme, eksiklik ve hataların düzeltilerek mevzuata uygunluğun sağlanması, ikaz etme gibi aşamalar yer alır. Amacımız, ceza yazmak, yatırımcıyı sanayiciyi maddi açıdan zor durumda bırakmak değildir. Cezai müeyyide de var ancak bu son seçenek. Bu sebeple bugün yaptığımız gibi bilgilendirme seminerleri, konferanslar düzenler ve sektör temsilcileri ile bir araya gelirsek Uşak’ın kalkınması ve çevreyle uyum içinde gelişmesi noktasında rotamızı daha sağlıklı belirleyebiliriz diye düşündük. Daha geniş katılımlı bir toplantıyla bu hususu konunun tüm ilgilileriyle paylaşmak istiyorum” diye konuştu.

Yatırımcı, sanayici ve iş adamımızın devlet kapılarında kendilerine yazılmış cezaları iptal ettirmek için uğraşmalarını, enerjilerini boş yere harcamalarını istemediklerini ifade eden Vali Seddar Yavuz telafisi çok zor olan su kaynaklarına değinerek, "Ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlayan Uşak ilinin çevreyi kirleten bir il olarak anılmasını istemiyorum. Türkiye gibi büyük hedefleri olan ve gelişmekte olan ülkeler açısından bakıldığında sürdürülebilir kalkınma modelini benimsemiş ülkeler arasında yer alıyoruz. Biz sadece çevre açısından veya sadece sanayileşme ve kalkınma açısından da konuya bakamayız. Biz devlet olarak her ikisinin aslında aynı zamanda yapılabileceğine inanılıyoruz. Bununla birlikte, Türkiye gibi yer altı ve yer üstü sularının son derece sınırlı olduğu ülkelerde bu konuya bir kez daha dikkat etmemiz gerektiğini ve su kaynaklarımızın korunması noktasında çok daha titiz davranmamız gerektiğinin altını çizmek isterim” dedi.

FOTOĞRTAFTA VE HABERDE ;İHA'DAN FAYDALANILMIŞTIR